Yazıya başlarken kısaca özetlerim hem
kendimi yormam hem insanları sıkmam diyordum ki işler beklediğim gibi gitmedi
ve yazıyı 2 parta bölüp yayınlamaya karar verdim. İlk yazıda gelişmiş basketbol
istatistiği konusunda bir özet, hatta özetin özetini bulacaksınız. Beşiktaş’ın
adını görüp gelenler bu kısmı direk atlayabilirler. İkinci yazıda ise Beşiktaş
Basketbol takımının bu doğrultuda analizini okuyabilirsiniz.
Gelelim yazıya, dünyada spor analitiğinin
geldiği yerle Türkiye’nin bulunduğu yer arasındaki farkı görünce konuya kafa
yormaya karar verdim. Hatta bunun da ötesine geçip çalışmalarımı bu doğrultuda
yönlendirdim. 2002 yılında Oakland Athletics Billy Beane menajerliğinde düşük
bütçesine rağmen 20 maç üst üste kazanıp Amerikan Beysbol tarihine geçmeyi
başardı. Bu başarının perde arkasında Harvard mezunu ekonomici Paul DePodesta’nın
oyuncu performansına göre değerini belirleyen sabermetrics adını verdiği analiz
sistemi bulunuyordu. Çoğumuz hikayeyi Brad Pitt’in oyunculuğu ile, Micheal
Lewis’in yazdığı kitapla aynı adı taşıyan Moneyball filmiyle öğrendik.
Beysbolda gelen bu başarının diğer sporlara yayılmaması ise olanaksızdı.
Günümüzde basketbol analitiği konusuna
NBA de çok fazla önem veriliyor ve istatistiklere inanmayan takımların sayısı
giderek azalıyor.[1] Hal böyle olunca oyuncuların
performanslarını değerlendirme üzerine kurulu çok fazla sistem bulunuyor.
Bunlardan en popüler olanlarına kısaca bakmak gerekirse;
Efficiency (Eff)
NBA’in resmi web sitesinin
kullandığı, oyuncularının maç içinde yaptığı istatistikleri direk kullanıp
performans değerlerini hesaplayan istatistik. Özetle oyuncunun pozitif
istatistiklerinin toplamından negatiflerinin çıkartılmasıyla elde ediliyor.
Aşağıda görüldüğü gibi, her istatistiği eşit önemle aldığı için hesapladığı
değerin oyuncunun gerçek performans değerini gösterdiğini söylememiz mümkün
değil.
(Points + Rebounds + Assists + Steals + Blocks) - ((Field Goals Att. - Field Goals Made) + (Free Throws Att. - Free Throws Made) + Turnovers))
Player
Efficiency Rating (PER) ve Hollinger’s Game Score
Eski ESPN yazarı John Hollinger
tarafından geliştirilen bu denklem Eff’de eşit önemle alınan istatistikleri
belli katsayılarla çarpıp daha verimli sonuç almaya yarıyor. Çıkan sonuç
oyuncunun oynadığı dakikaya bölününce de oyuncunun dakika başına performans
değeri hesaplanmış oluyor. Eff göre daha etkin bir ölçme yöntemi olmasına
karşın ayni Eff’deki gibi oyuncuların çoğunlukla hücum istatistik değerlerine
göre hesapladığı için adil sonuç verdiği söylenemez. ( Detaylı formülü merak
edenler için PER[2] ) Hollinger PER
istatistiğinden sonra oyuncunun bir maçta ne kadar etkili oynadığını hesaplamak
için game score adını verdiği daha basit lineer bir modeli de bulunmakta.
PTS + 0.4 * FG - 0.7 * FGA - 0.4*(FTA - FT) + 0.7 * ORB + 0.3 * DRB + STL + 0.7 * AST + 0.7 * BLK - 0.4 * PF – TOV
Index Ratıng
İlk olarak İspanya ACB liginde
kullanılan ve şu anda Euroleage tarafından da kullanılan bu istatistik PER
istatistiğine oldukça yakın.
(Points + Rebounds + Assists + Steals + Blocks + Fouls Drawn) - (Missed Field Goals + Missed Free Throws + Turnovers + Shots Rejected + Fouls Committed).
Win Produced
David Berri önderliğinde geliştirilen
model de oyuncuların maçı kazanmalarına olan katkılarını inceliyor. Daha önce
belirttiğimiz değerlendirme sistemleri gibi yine oyuncuların istatistikleri
direk olarak kullanılıyor ancak bu model özellikle şut kullanımı daha etkin bir
şekilde değerlendirmesiyle diğerlerinden ayrılıyor. Temelinde oyuncunun efektif
şut kullanımı, oyun pozisyonuna katkısı (ribaunt, top çalma ve kaybı gibi) ve
diğer istatistikler kullanıyor. Detaylı matematiksel açıklamayı Berrinin
kitabıyla aynı ismi taşıyan blogda bulabilirsiniz.[3]
Win Share
Bill James’in beysbol için kullandığı
sistemin basketbola uyarlanmış hali. Kısacası oyuncunun takımı için sağlayacağı
galibiyet katkısını hesaplıyor. En büyük artısı istatistik kağıdına bağlı
olmadan oyuncuların değerlerini hesaplaması. Bunu da oyuncunun girdiği pozisyon
başına attığı ve yediği sayıları değerlendirerek yapıyor. Tabi ki bu
değerlendirmenin içine takımın ve ligin genel oyun hızı ve ortalamalarını da
katıyor. (Detay merak edenler için win share[4]
).
Plus-Minus ve Adjusted
Plus-Minus
Geldik benim favorim olan
istatistiğimize. Artık klasik box-score diye tabir ettiğimiz maç içindeki
oyuncu istatistiklerini veren tabloda bile yerine almış durumda (+/- şekliyle
gösterilen sütun). Hesaplanması da oldukça basit bir istatistik. Oyuncu
parkedeyken maçın skoruna göre oyuncuya verilen değer. Yani A oyuncusu
sahadayken skor 10-5 gibi bir durumdaysa A oyuncusu +5 değere sahip oluyor. Bu
durumda rakip takımın sahadaki oyuncuları ise -5 değer alıyor. Genele bakarsak
ise plus-minus bize şunu demek istiyor; ortalama oyunculardan kurulu 2 takım
oynadığında herkesin 0 puan alacağını ve fark olmayacağını düşündüğümüzde,
sezon içi plus-minus değeri +5 olan bir oyuncu ortalama oyunculardan biriyle
değiştirilirse o takım maçı 5 sayı farkla kazanır. Bu istatistiği benim favorim
yapan ve en önemli artısı olan şey ise aynı win share de olduğu gibi oyuncunun
istatistiklerinden bağımsız oyuncuyu değerlendiriyor olması. Az önceki A
oyuncusunu ele alalım. Sahadayken belki 0 sayı hatta bazı negatif
istatistiklerle oynasa bile, diğer değerlendirme sistemlerinde olumsuz puan
alırken plus-minus değeri +5 olabiliyor. Çünkü plus-minus diğerlerinin aksine
oyunun tümünü inceliyor, yani iyi yapılmış yardım savunmasını, toplu topsuz
perdelemeleri, iyi hızlı hücum savunmalarını ve bunlar gibi istatistik kağıdına
yansımayan ama oyun için oldukça önemli olan hareketleri de değerlendiriyor. En
büyük dezavantajını ise sahadaki tüm oyuncuları eşit değerlendirdiği için
yanlış puanlamalar yapması. Yani sahadaki 4 oyuncu çok kaliteliyken ve iyi oyun
oynayıp rakibe üstünlük kurarken 5. Oyuncu etkisiz olsa bile yüksek puan
alabiliyor. İşte bu yanlışın önüne geçmek için ise adjusted plus-minus
istatistiği kullanılıp oyuncunun oynadığı tüm 5ler içindeki değerlendirmesi
hesaplanmış. Bu sayede oyuncu oynadığı takım arkadaşlarından bağımsız bir
değere sahip oluyor. (daha fazlasını merak eden için +/-[5] ).
Sadece oyuncu performansı
değerlendirme üzerine kurulan modelleri anlatmak için kesinlikle tek başına bir
yazı gerekli, kısaca bir özetleyeyim dedim o bile oldukça uzun sürdü. En
azından bilmeyenler için giriş yapmış olduk. Şimdi gelelim Beşiktaş’a.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder